" denizin ortasında, mumyalar sofrasında"
Download hosted by Mediafire.com
Olasılıklar bütününe dâhil olan bütün içten pazarlılıkların senfonisinden kelli bireyin kendiliğinden kaçışına ve ödünlerin çarkıfeleğinde hissiyatın sadece şekilsiz bir kaypaklıkta hüküm sürdüğü bütün normalizasyon istasyonlarına selam ederim.
Amerikan çamuruna baka baka zırlayıp masabaşımda saklasam veya 1anlaşılmama uğrana acıların primini, 1nebze itirafla dengeli hüzün kazanımlı surata basur kremi sürmüşlüğün gergin gülümsemesiyle karşılasam. Oh ye man
Ümitsel bağlamda sesli düşüncelerin getirimsizliklerinden dolayı ketumlaşan- , ellerine, yüzüne ve kendi gözünün altındaki koyuluklara kaçamak bakışlar atan her bireyin varlık niteliklerinden soğuyuşuna edebihatsız bir harcırah şirketten.
4 .:
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
helal lan a.k.
kardeşler-canlar ve tüm ibibikler için playlist:::
auktyon - will kill
alain goraguer - abite
climax golden twins- for the exited
pawa up first - in a hurry to nowhere
burial- etched headplate
the39steps - coming clean
massive attack - black milk
colleen - i'll read you a story
coil - it's in my blood
greymachine - wasted
filan filan...
Bu post'a her bakışımda ilk dinlediğim anı hatırlıyorum: Uçaksavar'ın Ankara adını verdiğimiz rezalet depo-çalışma odasında, rezalet bir masa lambası altında sinirli sinirli ayaklarımı sallayıp, saçlarımı çekip, Suriye'nin 12000 yıl öncesine okuramaanlamaz bakışlarla bakarken, kulağıma doludoluvermişti. Yarım saat öncesinde Erman'la 4. katta bir sigarayı paylaşıp Müslüm dinliyorduk -daha doğrusu mp3playerdan cızırtıları yükseliyordu-, bir şeylerden konuşuyorduk hararetle. Sonrasında, bunu dinlerken donup kalmamda etkisi var mıdır acaba? Ki bu şarkılar ayrı ayrı zamanlarda, tekil olarak kendilerini buyur etmişlerdi hayatıma -görgüsüz bir üstkomşu gibi, eskiden samimi olunan, şimdi pek sevilmeyen birinin kendinden menkul rahatlığıyla gelir gibi-. Arka arkaya dizilince bir derde teslimiyet yarattılar; musıkilikten çıkıp study'deki masaların ortasında dikildiler, akademik pisliğe bakıp gittiler. Şimdi bütün bu zamanlar geçti, o okumaları, dinlemeleri yapan bırendın'dan geriye ne kaldı? İşte bunu düşünmek hala nefesimi ağzıma tıkıyor.
bende wasted'ı dinlerkenki gibi upuzun bir yolda insanın içinden bir şeylerin gıdım gıdım gittiğini hissedip bu konuda bir şey yapamadan huşu içinde gözlerimizdeki sabit bakışlarla hayatı kabullendiğimizi düşünüyorum bunu dinleyip içlendikçe...şarkıların kıçını başını kesip birleştirmenin fevkalbeşer bir hissiyata dalmamıza sebep vermesi elbette eserleri icra edenlerden ötürü, fakat işte öyle yerlerde geliyor ki bazıları o ağza sıçan sessiz anların belgesi olarak kafamızda çınlayıp duruyor ekseriyetle... rakı masası vol.2 yapılmalı,dear best kanka