kesip biçebilen 'şeylerin' sadece 'deneyim' olarak algılamasından rahatsız oluyorum.
Buradaki ufak üç beş şey sağ-tıkla-kaydetin sabit neferleri olarak bu ortam silinene kadar kalacak, ama böyle profesyönelizma şöyle konvansiyonel yazımın etiketlerinden ve elbette "samimi" formüllerinden referanslar düzemiyorum. Safi arzum bazı şeyleri sindirmekten fazlasını yapmamız gerektiği. Eskişehir'e şirketten sevgiler.
Amme Hizmeti'nin diğer yarısı Gönk bir bedende iki yürek taşımak suretiyle Harbiye sularından Meydan'a çıkadursun -yakın muhitte oturuyor çakal-, ben de burada aptal gibi uyanamamanın küskün çocukluğunu oynayayım. Efsanevi bir günü internetlerden izlemek zorunda kalıyorum, fakat ne gam, Cem Baba ile yurdun koridorlarını zorlayarak bir şekilde katkıda bulunmaya çalışıyorum orada halay çeken bir milyon emekçiye.
Emeği sömürülen, emeği marketlerde üç paraya satılan, emeği adil paylaşıma yasak edilen, emeği sanata ve insanlığa en uzak duran cepleri dolduran tüm sanatçıların Emek Bayramı kutlu olsun. Sırtını sermayeye ya da kuruma dayayamayanların seslerinin kısıldığı, görüntülerinin karartıldığı, sözlerinin yırtıldığı bir ülkede ve dünyada, bir araya gelip harekete geçerek kazanılacak şeyler var hala. Bu umudun ilk farkına varanlarsa, yine sanatçılar olmalı. Başka bir dünya mümkün'ü "üretenler"dir onlar. Ya da bir silkinip, bu olmaları gerektiklerini hatırlamalılar.